Ertuğrul Fırkateyni, Osmanlı İmparatorluğu’nun modern denizcilik tarihindeki önemli ve trajik olaylardan birine sahne olan bir savaş gemisidir. 19. yüzyılın sonunda Osmanlı donanmasının gücünü temsil eden bu fırkateyn, aynı zamanda Japonya’ya gerçekleştirilen diplomatik bir görev sırasında yaşanan büyük bir deniz felaketi ile tarihe geçmiştir.
Ertuğrul Fırkateyni’nin Yapımı ve Görevi
Ertuğrul Fırkateyni, 1863 yılında İstanbul Tersanesi’nde inşa edilmiştir. Ahşap gövdeli, buharlı ve yelkenli bir savaş gemisi olan Ertuğrul, Osmanlı donanmasının modernizasyon sürecinin bir parçası olarak tasarlanmıştır. Fırkateyn, adını Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu Osman Gazi’nin babası Ertuğrul Gazi’den almıştır.
1889 yılında Osmanlı Sultanı II. Abdülhamid, Japon İmparatoru Meiji’ye bir dostluk mesajı ve çeşitli hediyeler göndermek üzere Ertuğrul Fırkateyni’ni görevlendirmiştir. Bu görev, Osmanlı-Japon ilişkilerini güçlendirmek amacıyla büyük bir diplomatik öneme sahipti.
Trajik Yolculuk ve Kazanın Sebepleri
Ertuğrul Fırkateyni, Japonya’ya doğru uzun ve zorlu bir yolculuğa çıkmıştır. 14 ay süren bu yolculuk boyunca gemi, çeşitli denizlerde seyir etmiş ve birçok zorlukla karşılaşmıştır. Ancak asıl trajedi, dönüş yolculuğunda yaşanmıştır. 16 Eylül 1890 tarihinde, Japonya’nın Wakayama ili açıklarında, şiddetli bir tayfun sırasında gemi kayalıklara çarparak batmıştır. Bu trajik kazada 533 mürettebattan yalnızca 69’u kurtulabilmiştir.
Ertuğrul Fırkateyni’nin Ardından
Ertuğrul Fırkateyni’nin batışı, Osmanlı İmparatorluğu ve Japonya arasında güçlü bir dostluk bağının kurulmasına vesile olmuştur. Japon halkı, kazazedelere büyük bir ilgi ve yardım göstermiş, bu da iki ülke arasında uzun yıllar sürecek bir dostluğun temellerini atmıştır. Japonya’da, Ertuğrul Fırkateyni’nin anısına anıtlar dikilmiş ve her yıl anma törenleri düzenlenmektedir.
Ertuğrul Fırkateyni, Osmanlı donanmasının modernleşme sürecinin bir sembolü olmasının yanı sıra, Türk-Japon dostluğunun da temel taşlarından biri olarak kabul edilmektedir. Bu trajik olay, denizcilik tarihinde unutulmaz bir iz bırakmış ve iki ulus arasında kalıcı bir bağ oluşturmuştur.